Bergama’da ne yapılır, nerede kalınır, ne yenilir?

Bergama’da bu sene beşincisi düzenlenen Bergama Foto Mataron’a Canon Eurasia olarak katıldık. Gitmeden önce  nerede kalınır, nerede yemek yenilir tam bir fikrim yoktu fakat gidince her şey yerli yerine oturdu. Sıra ise bunları dilim döndüğünce sizlere anlatmaya geldi.

İlk olarak Edremit’ten arabayla daha rahat ulaşacağımız bilgisini edindiğim için uçak biletini Edremit’e aldırdım fakat Edremit’te kiralayacak otomobil bulamayınca biletlerimizi İzmir’e çevirdik ve sonrasına Avis’ten de aracımızı kiraladık. Bu tarz seyahatlarda işimi şansa bırakmayı hiç sevmediğim için bütün rezervasyonlarımızı yapıp kafa rahat bir şekilde ilerlemeyi daha doğru buluyorum.

Arabamızı alıp navigasyonumuz açtık, 2 saat gibi bir süre sonrasında Bergama’ya ulaştık. Keyifli ve rahat bir yolculuk geçiriyorsunuz fakat yolda çok fazla trafik ışığı bulunuyor. Bu yüzden sabit bir hızla gitmek yerine devamlı dur kalk yapıyorsunuz.

Bergama 2014 yılı itibariyle Unesco dünya mirasları listesine girmiştir. Bergamayı araştırdıkça daha da değişik bilgilere ulaşıyorum. Bergama’da bir sürü ilk gerçekleşmiş, aşağıdaki bilgiler alıntıdır.

  • ilk parşömen (deriden kağıt yapımı)
  • ilk asya kütüphanesi (200.000 ciltlik)
  • ilk büyük hastane (asklepion)
  • ilk telkinle tedavi (psikoterapi)
  • ilk doğal tedavi (müzik,tiyatro,spor ,güneş ve çamur ile)
  • ilk farmakoloji (doğal ilaçlar)
  • ilk afyon modeli ilaç
  • ilk kent hijyeni (sağlık alt yapısı )
  • ilk tıp ve eczacılık simgesi (yılan )
  • ilk mühendislik, u borusu yöntemi ile trigonometri.
  • ilk kent imar yasası
  • ilk kent çarşı pazar yasası
  • ilk komün devleti
  • ilk grev ve toplu sözleşme.(mö 248 de l. eumenes ücretli askerlere hakkını verdi
  • ilk 4 tiyatrolu kent
  • ilk en dik tiyatrolu kent
  • ilk meslek sendikaları ve sendika konfedarasyonu
  • ilk 3 dereceli öğretim (ilk orta ve lise)
  • ilk kazı müzesi.arkeoloji deposu sonra müze.
  • ilk ve enbüyük sunak
  • ilk ahşap sahneli tiyatro
  • ilk hiristiyan klisesi.yedi kliseden biri. (serapeion,incilde bahsedilir)
  • ilk batı türkçesi gramer.(bergamalı kadri efendinin eseri)
  • ilk festival yapan şehir bergama kermesi 1937″

Bergama’da nerede kalınır?

Daha önce gitmediğim için hiç bir bilgim olmayan Bergama’yı gitmeden önce araştıracak vaktim yoktu. Otel rezervasyonu için yardımcı olan arkadaşım bilmeden de olsa bana Bergama’nın en güzel oteli olan Les Pergamon’da rezervasyon yapmış.

_62A7888

 

Bergama’da ne yenilir?

Bergama’ya yeme içme beklentinizi düşürerek gelmenizi öneririm. Çünkü fazla bir seçeneğiniz bulunmuyor.Bergama’da 3 gün kaldım fakat fazla bir restoran denemedim. Çünkü sabah kahvaltılarını sağlam yaptığım için öğlenleri yemek yememeye çalıştım.

İlk öğlen Saray Lokantası‘na gittik. Bildiğiniz bir esnaf lokantası, fazla bir espirisi yok. Tatil amaçlı geldiyseniz öğle yemek hakkınızı burada harcamayın.bergama saray lokantası

Yine aynı günün akşamında saat 21.00 civarlarında işimiz bitti ve yemek yiyecek bir yerler ararken açık bulduğumuz Kervan Lokantasına girdik. Akşam saati ağır olmaması için döner tercih ettim fakat büyük bir hata yaptım. Döner gayet kuru ve parça parça geldi. Arkadaşlarım ise karışık pide sipariş etmişlerdi. Tadına baktım gayet başarılıydı. Yemek öncesinde az mercimek çorbası güzeldi fakat en çok hoşuma giden çorbayla gelen pidenin üstünde erimiş peynirle servis edilmesiydi.  Burada ne yazık ki fotoğraf çekmedim.

Üçüncü olarak ben yemesemde arkadaşlarımın yediği ve çok memnun kaldığı Altın Kepçe Köfte‘yi önerebilirim.Buradaki racon ise herkese birer porsiyon köfte ve ortaya da Bergama’nın meşhur Çığırtma yemeğini söylemekmiş. Tadamadım ama aklımda kaldı.

Fotoğraflar Alıntıdır.
Fotoğraflar Alıntıdır.

 

En güzeli en sona ayırdım. Les Pergamon otelde bulunan Kybele Restoran Bergama’daki seyahatımın en güzel tercihi oldu. Fotomaratonu düzenleyen Levent Hocamın önerisi üzerine burada mutlaka yemek yemem gerekiyordu. Şefin ismini ne yazık ki bilmiyorum fakat mutfakta ödüllü bir şefimiz mevcutmuş. Bergama’da keyif yapmak istiyorsanız Kybele Restoran dışında başka bir seçenek göremiyorum. Keyifli ortamı, ilgili çalışanları ve yemeklerin inanılmaz tadlarıyla günün bütün yorgunluğunu atıyorsunuz.  Mekan kışında açıkmış ve kapalı bir alanı mevcut, özellikle İzmirli dostların 2 saatte kaçabilecekleri bir yer olduğu için mutlaka değerlendirmelerini öneriyorum. Kışın aynı zamanda canlı müzikte mevcutmuş. Mekan bahçesinde yazın düğün ve nişan gibi organizasyonlara da ev sahipliği yapıyor.

kybele restoran

Bergama’da nerelere gidilir?

Eğer fotoğrafçıysanız Bergama sizin için bulunmaz bir nimet diyebilirim. Bütün sokaklar, dükkanlar her yerden fotoğraf çıkarabilirsiniz. Özellikle Fotomaratonun etkisiyle yerel halk fotoğraf makinesi görmeye alışık ve fotoğrafçılara gayet ılımlı yaklaşıyorlar. Çünkü bu maraton ister istemez Bergama’ya bir hareketlilik getiriyor, hem maddi hem manevi.

Bergama’da bulunduğumuz zaman içerisinde hava ne yazık ki güzel değildi. Hep puslu bir gökyüzü vardı. Fakat sokakta fotoğraf makinesini havaya atıp fotoğraf çekseniz fotoğraf çıkacak cinsten diyebilirim. Her yer çok fotojenik.

Ara sokaklarda kaybolduğum anlarda çok keyifli köy kahveleri ve Foto Maraton’dan ötürü heryerde fotoğrafçı görüyordum. Fotoğrafçılar birbirini gördükçe de nazik bir şekilde kendi aralarında selamlaşıyordu özellikle bu hissiyatı çok özlediğimi orada anladım. Eskiden İstanbul’da da bu tarz enstantanelere denk geliyorduk fakat son yıllarda iletişimizin sadece “sanal alem” üzerinden ilerlemesinden dolayı fiziksel selamlaşmayı unuttuk diyebilirim.

Fotoğraflara devam ederken yine ara sokakların birine fotoğraf makinemle girince, topunu kaçıran bir   dostum kamerayı kendisine yönlendirdiğimi görünce topu bırakıp arabanın arkasına doğru yöneldi.  🙂 Sonrasında ise topu aldı döndü derken biraz daha yakın plan bir fotoğraf daha elde ettim. Ufak bir muhabbet sonrasında rızalarını alıp bu güzel çeteyi fotoğrafladım. Fotoğrafları yukarıdaki slayt şovda görebilirsiniz.

Devamında ise yine az zamanda çekmeye çalıştığım renkli sokaklar ve evlerin fotoğraflarını slayt şov halinde görebilirsiniz.

Sokaklardan çıkıp birazda tarihsel dokuya bakalım isterseniz. Uygarlık Tarihi’nin en eski yerleşimlerinden biri olarak öne çıkan Bergama ya da antik söylemiyle Pergamon, tarih öncesinden itibaren, İon, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine kadar, uzunca bir tarihi sürece sahiptir.

İlk durağımız Akropol. Buraya iki ulaşım yöntemi var, birincisi otomobil diğeri ise teleferik. Biz otomobil varken kolay yolu tercih ettik ve otomobille çıktık.  Müze kartınız var ise kartınızı okutup girebilirsiniz, aksi takdirde bilet kuyruğuna girmeniz gerekiyor.

Bergama Akropol’daki turumuzu sonlandırdıktan sonra, sevgili Ercan Arslan hocam ve bizlere Bergama’yı dolaştıran Ergin Gelir ile ikini destinasyonumuz Asklepion’a doğru yola çıkıyoruz.  Otomobille yaklaşık 5-10dakika içinde Asklepion’a ulaşıyoruz. Fakat hava halen çok kötü olduğu için güzel fotoğraflar elde edemiyorum.

Asklepion hakkında ufak bilgilendirme yapmak gerekirse;

“Bergama Asklepion’u Eskiçağ’da Epidaurus ve Kos’taki örneklerine eşdeğer önemde bir sağlık tedavi merkezi idi. Pausanias’a göre Bergama’da ilk Asklepios Tapınağı M.Ö 4.yy’ın ilk yarısında kurulmuştu. Kazılarda kutsal yerin M.Ö 4 yy’dan beri var olduğu ve Hellenistik Dönemde geliştiği saptanmıştır. Ancak Asklepion en parlak devrini M.S II. yy’da yaşamıştır.”

 

Bergama’daki kısa süreli turumuz bu şekilde sona eriyor fakat bizim vakit bulup gidemeğimiz bir Bergama Müzesi ve  Kızıl Avlu bulunuyor. Siz ekstradan bunlara da gidebilirsiniz. Dönüş yoluna koyulmadan önce mutlaka Bergama Tulumu, Koyun Tulumu Kekikli Peynir ve Biberli Lor almayı unutmayın. Gerçekten çok leziz peynirler.

Bergama özellikle İzmir’deki dostlar için güzel bir kaçış noktası diyebilirim.

Mayıs 2016